Konuyu bir protokole bağlayacak kadar ilerleme sağlayan taraflar, eğer el sıkışıp işlemi sonuçlandırırsa bankanın tasfiyesini tamamlama ve hatta lisansını tekrar alma konusundaki önemli bir engeli de ortadan kaldırmış olacak. Zira geçmişte muhtemel alıcılar, Munzam Sandık'ı bankanın satışında hep bir engel olarak görmüştü.
Konunun daha iyi anlaşılması için 2012 yılı ortasına gidelim. TMSF Başkanı Şakir Ercan Gül, geçen yıl başlarında verdiği bir demeçte, Tasfiye Halindeki Türkbank ile Hazine arasında 260 milyon liralık dava olduğunu, bu davanın kazanılması halinde Türkbank'ın satılacağını söylemişti. Davanın sonucu Kasım 2012'de açıklandı ve Yargıtay Tasfiye halindeki Türkbank'ı haklı buldu.
Kazanılan bu dava, halen bankada yüzde 5.7 kadar ortaklığı bulunan Munzam Sandık ve banka eski çalışanlarını heyecanlanmıştı. Çünkü, dava sonucundan birkaç ay önce TMSF Başkan Şakir Ercan Gül; "Dava kazanılırsa Türkbank satılır" demişti. Aldığım bilgiler, TMSF ile sandık davanın kazanılması sonrası boş durmamış ve bir çerçeve konusunda anlaşmış.
Anlaşılan konuların başında yüzde 5.7'lik hisselerin TMSF'ye devri var. Böylece bu yıl 100'üncü yılını dolduran asırlık bankanın satışı ya da tasfiyesi önünde hep engel görünen Munzam Sandık sıkıntısı aşılmış olacak. Böylece tasfiye ya da bankanın tekrar canlandırılması konusunda muhatap 'bir'e indirilmiş oluyor. Ayrıca karşılıklı davaların da çekildiği kulağıma gelen bir diğer bilgi.
TMSF Başkanı Gül'ün de daha önce değindiği gibi bankanın tekrar satışa çıkarılması gündeme gelirse TMSF, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na (BDDK) tekrar lisans başvurusu yapabilir. Ve eğer lisans alınırsa 100 yıllık Türkbank'ın bankacılık arenasına tekrar dönmesi gündeme gelebilir. Tasfiyeye girerse de Türk Bankacılık tarihinde asırlık bir çınar olarak yerini alır."