Yeni düzenlemeyle, bankalar artık kredi kartından yıllık ücret alamayacak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'u değiştiriyor. Düzenleme ile bankaların kredi kartında yıllık ücret alması yasaklanıyor. Bankalar, yeni düzenleme yürürlüğe girdikten önce de sonra da olsa verdikleri tüm kredi kartları için yalnızca bir kez ücret alabilecekler. Alacağın takibine ilişkin masraflar hariç olmak üzere kredi veren, kredi kartı sözleşmesinde belirlenen faiz dışında tüketiciden herhangi bir ödemede bulunmasını isteyemeyecek.
ÜCRET BİR DEFA Kredi kartı üyelik ücreti ise bir kereye mahsus olmak üzere ve ancak kredi kartı sözleşmesi imzalanırken alınabilecek. Kredi kartı üyelik ücretinin azami tutarı BDDK tarafından belirlenecek. Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce verilen kredi kartlarından üyelik ücreti alınmayacak.
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, el konulan bankaların toplam maliyetinin faiziyle beraber 60 milyar dolar olduğunu söyledi. Şu ana kadar yapılan tahsilat miktarının ise 16 milyar doları bulduğunu açıklayan Ertürk, 44 milyar dolarlık batık banka faturasının hala vatandaşın sırtında bulunduğuna dikkat çekti.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, el konulan bankaların yarattığı 60 milyar dolarlık yükün, ancak 16 milyar dolarının tahsil edilebildiğini açıkladı. Ertürk, "Bankalar geçmişte bir soygun mekanizması gibi çalışmış,
çalıştırılmış" derken, o dönemlerde mafyaya kredi verilmesinden, özel uçakla Paris’ten terzi getirmeye kadar kaynakları kötüye kullanan tutumlar sergilendiğini anlattı.
MAFYAYA KREDİ VERDİLER Batık bankalara el koymanın kritik önemde olduğunu, kapatılmayan batık bankalar nedeniyle ciddi sorunlar yaşandığını vurgulayan Ahmet Ertürk, "Bir büyük bankamızı hatırlıyorum. Devlete geçtikten sonra çok büyük bir mafya grubuna kredi verdi. Maalesef bugün bizim uğraştığımız bir grup "dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BBDK) Oyakbank'ın, Hollandalı ING'ye satışına izin verdi.
Hollandalı ING Bank, mart ayında Oyakbank'ı alma kararı verdiğini, haziran ayında ise tamamını 2.7 milyar dolara satın alacağını açıklamıştı.
Hollandalı ING'nin 150 yıllık geçmişi bulunuyor. Bankacılık, sigortacılık ve varlık yönetimi hizmetleri sunan kurum 50 ülkede 120 bin çalışana sahip. ING, piyasa değeri açısından dünyanın en büyük 13'üncü finans kurumu. 2006 piyasa değeri 74.6 milyar euro ve net kârı 7.7 milyar euro civarında.
1984 yılında kurulan ve 362 şubesi olan Oyakbank, aktif toplamı açısından Türkiye'nin 11. büyük bankası. Geçen yıl toplam aktifleri 5.3 milyar euro'ya ulaşan banka, 194 milyon euro kâr elde etti. 5 bin 581 çalışanı bulunan Oyakbank, Türkiye mevduat piyasasının yaklaşık yüzde 2.5'ini kontrol ediyor.
Yabancıların Türk bankacılık sektöründeki yüzde 22.4 olan payları Oyakbank'ın satışıyla yüzde 25.4'e yükseldi. Buna, yabancıların borsadan aldıkları banka hisseleri de eklendiğinde sektördeki payları yüzde 41.8'e ulaşıyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankaların kredi kartlarından aldığı üyelik ücreti ve bazı işlemlerden alınan komisyon konusunda çok şikâyet geldiğini belirtti. Bilgin, aynı nitelikteki işi, bankaların farklı komisyon ücretleri alarak yaptığını belirterek, bunun bir soruna işaret ettiğini vurguladı. Bankaların komisyon konusunda hassas olmasını isteyen Bilgin, "Bedava bankacılık olmaz ancak tüketici de suiistimal edilmemeli" dedi. Tüketici şikâyetlerini takip ettiklerini belirten Bilgin, bankaların aldığı kredi kartı komisyon ücretleriyle komisyon tutarlarını tıpkı faiz oranları gibi üç ayda bir yayınlayacaklarını da söyledi.
Tasfiye Halinde Türk Ticaret Bankası A.Ş.nin OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL ile ilgili açıklaması aşağıdadır.
Bankamızın Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı, gündem maddelerini görüşmek üzere 14.Kasım.2007 Çarşamba günü saat 14.00 de Ragıp Gümüşpala Caddesi No 84 Eminönü - İstanbul Adresindeki İstanbul Ticaret Üniversitesi Merkez - Eminönü Kampüsü, Prof.Dr. İsmail Özaslan Salonunda yapılacaktır.
Toplantıya en az 10 hisseye (500 TL) sahip ve nama yazılı hisse senedi hissedarlarımız bizzat veya rey sahibi diğer bir hissedarımıza vekalet vermek suretiyle iştirak edebilirler.
Türkiye Bankalar Birliği İNTERNET BANKACILIĞI ile ilgili olarak uyarıda bulundu.
Açıklamada şunlar kaydedildi.
"Banka müşterilerine ait kimlik bilgileri, kart bilgileri, hesap bilgileri ve güvenlikle ilgili diğer bilgileri elde etmeye yönelik olarak hazırlanmış bir internet sitesi tespit edilmiştir. www.turkiyebankalarkurulu.com adlı sitede; 18.10.2007 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun ’Sigorta’ başlıklı 40’ıncı maddesine göre ’bundan sonra banka hesapları talebe bağlı olarak bağlı bankalar tarafından ücretsiz olarak sigortalanacak, herhangi bir problem halinde müşteri zararı karşılanacaktır. Lütfen güvenliğiniz için aşağıdaki listeden bankanızı seçip formu doldurarak veya çalıştığınız bankanın merkez şubesine giderek sigorta formunu doldurunuz’ bilgisi verilmekte ve tüm bankalar için ayrı ayrı hazırlanan formlarla müşterilere ait çeşitli bilgiler talep edilmektedir. Rızaları olmaksızın müşterilere ait önemli bilgilerin elde edilmesi amacıyla hazırlandığı anlaşılan söz konusu www.turkiyebankalarkurulu.com internet sitesinin Türkiye Bankalar Birliği ve bankalarla ilgisi yoktur. Banka müşterilerinin bu tür sahte internet sitelerine ait linkleri açmamaları, talep edilen bilgileri kesinlikle doldurmamaları ve tereddüt edilen durumlarda bankalarına başvurulmaları, olası dolandırıcılık eylemlerine maruz kalınmaması açısından son derece önemlidir. Kamuoyunun bilgisine sunulur."
Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre; Bankacılık sektörünün kur riski Haziran sonu itibariyle geçen yıla göre % 13.3 artarak 10.3 milyar YTL'ye ulaştı. Kur riskindeki artış büyük oranda döviz tevdiat hesaplarındaki yükümlülüklerdeki artıştan kaynaklandı. Bankalar Birliği verilerinde 30 Haziran itibariyle 183.5 milyar YTL olan Banka toplam yükümlülüklerinin % 65'i Dolar % 32'i euro cinsinden olduğu belirtildi.
Turkısh Bank Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada , Bankanın yüzde % 40'nın National Bank of Kuwait'e satışı için önümüzdeki günlerde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'na başvuru yapılacağı söylendi.
Bankacılık Düzenleme ve Deneteleme Kurulu Alternatif Bank'ın Hisselerinin % 50 sinin Yunan Bankası olan Alpha Bank'a satışına onay vermedi. BDDK'ın gerekçesi ; Türk Bankacılık kanununun 8 maddesindeki casusluk engeli . Alpha Bank Yönetim Kurulu üyesi Pavlos Apostolides'in Yunan İstihbarat Teşkilatı ( EYP ) eski başkanı olması banka satışının durdurulma nedeni.
Ordu Yardımlaşma Kurumunun 29 iştirakinden biri olan ve Bankacılık sektöründe %2.44 paya sahip bulunan OYAKBANK ile Hollanda Merkezli ING Grubu arasında bankanın , 2 milyar 673 bin dolara satışı konusunda anlaşma sağlandı. Satış sonunda yabancıların Türk Bankacılık sektöründeki payı % 29,a yükselecek. Kendi ülkelerindeki bireysel kredi talebinin azalması nedeniyle para kullandırmada zorlanan yabancı bankalar, Türkiyedeki kredi kullanımının GSMH ( Gayrisafi Milli Hasıla ) içindeki payının % 30'a çıkmasını, Kullanılan bireysel kredi tutarının 79 Milyar YTL'na ulaşmasını, Türk Halkının harcama eğilimlerini bireysel borçalanma yoluyla yapmadaki yapısal değişimi, Türkiyeden banka alımı için fırsat olarak değerlendiriyorlar.
Bilindiği üzere Yunanistan'ın ikinci büyük bankası Eurobank Tekfenbank'ın % 70 hissesini Tekfen holdingden satın almıştı. Bankanın ismi Tekfen holding hisselerinin halka arızından sonra değişecek. Son günlerde 3 büyük Yunan bankası (National Bank of Greece - Euorobank- Alpha Bank ) Türkiyeden banka alma konusunda birbiriyle büyük yarış içine girdi. National Bank of Greece Finansbank'ın, Eurobank Tekfenbank'ın, Alpha Bank Abank'ın hisselerini ele geçirdi.
Bilindiği üzere Yunanistan' ın En büyük Bankası olan NBG ( National Bank of Greece ) Ülkemizin Milli Bankalarından olan Finansbank'ın hisselerini HÜSNÜ ÖZYEĞİN'den satın almıştı. NGB 2007 yılının ilk üç aylık karını geçen yılın aynı dönemine göre % 52 arttırdı ve 381 milyon euro kar elde etti .Bu artıştaki en büyük katkıyı Türkiyedeki Finansbanktan sağlanan kar sağladı. NGB den yapılan açıklamada ; Biz karı 359 euro bekliyorduk. Türkiyeden gelen kar rakkamı bekletimizin üzerinde çıktı. hedefi aştık Karımızın 1/3 'ünü Türkiyeden sağladık dendi.
Hisseleri halka arz edilen Halk Bankası 2007 yılının ilk üç ayında 238 Milyon YTL kar etti. Bankanın aktif toplamı da geçen yılın aynı dönemine göre % 20 artarak 35.7 milyar YTL' a ulaştı.
İmar Bankası bonozedeleri için Başkbakanlığa tasarı teklifi geldi
Bonozedelere ödeme yapılmasını sağlayacak yasa tasarısı, Başbakanlığa sevkedildi. Yaklaşık 4 yıldır mağdur olan 22 bin 95 bonozedeye yapılacak ödemenin detayları, tasarıyla netleşti. Bonozedelerin paralarını geri almak için açtıkları davalardan vazgeçmeleri şartı aranacak.
Ödemelerde kanuni faizin İmar Bankası'na el konulduğu 3 Temmuz 2003 tarihi itibariyle işletilmeye başlanması öngörülüyor.
Tasarıda, vatandaşın Hazine bonosu karşılığı bankaya yatırdığı paraya, bono faizi uygulanması yerine, kanuni faiz oranı uygulanması öngörüldü. Buna göre, 2003 yılına ilişkin uygulanacak faiz oranı yüzde 50, 2004 yılı için yüzde 43, 2005 yılı için ilk çeyrekte yüzde 38, kalan dönemde yüzde 12, 2006 için de yüzde 9 oranında olacak. Bu durumda örneğin İmar Bankası'ndan 50 YTL'lik bono alan vatandaşa 132 YTL para ödenmesi söz konusu olacak. ...
Anayasa Mahkemesi bankaların personel sandıklarının 2008'e kadar Sosyal Güvenlik Kurumu'na devrini öngören Bankalar Yasası'nın 23.maddesini iptal etti ve yürürlüğünü durdurdu. Anayasa Mahkemesi Dur dedi; Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER ile CHP'nin yaptığı başvuruları sonuçlandıran Anayasa Mahkemesi, Bankaların personeli için kurulmuş sandıkların Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) devrine ilişkin Bankacılık Yasası'nın 23.maddesini iptal etti, yürürlüğünü durdurdu. Karar emekli bankacıları sevindirirken, sandıklarda belirsizlik yarattı. İptal edilen madde, Koç-Unicredito'nun Yapı Kredi Bankasını satın almasında kilit rol oynamış, sandığın SGK.'ya devri satın alma işleminde ön koşul olmuştu. Ekim 2008'de devredilecekti; 23.madde, banka personeli için kurulmuş yaşlılık ve ölüm sigortası sandıklarının, Ekim 2008'e kadar SGK'ya devrini düzenliyor. Madde oluşturulacak komisyonun sandıkların varlığını hesaplayarak, varlıkları yükümlülüklerinden az olan Bankaların 31 Aralık 2007'ye kadar karşılık ayırıp, 15 yıllık taksit halinde SGK'ya ödeme yapmasını öngörüyor. Bankacılık kanununun 58.maddesi ise Bankaların personel sandıklarına 31 Aralık 2007 tarihinden sonra kaynak aktarmasını yasaklıyor. Emekli bankacılar memnun; Avantajlarını kaybetmek istemedikleri için Bankaların personel sandıklarının devrine karşı çıkan emekli bankacılar karardan memnun oldu. Ankbank Hersonel Emeklileri Derneği Başkanı Yıldız Tengiz, bu düzenlemenin 400.000 kişiyi ilgilendirdiğini belirterek, "hepimiz mutluluk içindeyiz" diye konuştu. Tengiz, belirsizlik olup olmayacağı konusunda, "Sandıklar kendi yağlarıyla kavrulabilecek durumdalar. Biraz da harcamalarda kısıtlamaya giderlerse sorun olmaz diye düşünüyorum" dedi. Devir işlemleri durucak; Anayasa Mahkemesi'nin Bankalar Yasası'nın23.maddesini iptal kararı ile Banka sandıklarının Sosyal Güvenlik Kurumları'na devir işlemleri tümüyle durdurulmuş oldu. 31 Aralık 2007 tarihinden sonra da Bankalar tarafından personel sandıklarına kaynak aktarımına yasak gelecek olması nedeniyle gelir-gider dengesi kötü olan banka sandıklarını zor günler bekleyecek.Bu sandıklarda sağlık hizletleri başta olmak üzere öncelikle bazı sosyal haklarda gerileme gündeme gelmesi bekleniyor. ...
Banka sandıkları (A Sandıkları) 2007 sonunda tarih olacak
ÜYELERİNE sosyal güvenlik sisteminden daha fazla imkan sağlayan banka sandıkları 31 Aralık 2007 tarihinden sonra Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilecek, Devir esaslarına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı da 15 Aralık’da yayınlandı. Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20.maddesine göre, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri,ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettiği birlikler personelinin malûllük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere, emekli sandıkları kurabilmektedir. Halen yaklaşık 17 civarında sandık bulunmaktadır. Çalışanların maaşlarından yapılan kesintiler ve bankaların aktardığı kaynaklarla mensuplarına SSK’dan daha fazla sağlık ve sosyal yardım sunan sandıkların bu ayrıcalığı Bankacılık Kanunu’nda yapılan düzenleme ile sona eriyor.
GEÇİŞ SÜRESİ VERİLMİŞTİ
Bankalar Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesinde “506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20’nci maddesi Kapsamında sandık ve vakıfları bulunan bankalar durumlarını 31.12.2007 tarihine kadar 58’inci madde hükmüne uygun hale getirmek zorundadırlar” denilerek bankalara bir geçiş süresi verilmişti. Aynı Kanun’un geçici 23’üncü maddesinde ise, 506 sayılı Kanun’un geçici 20’nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları,sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasından aylık veya gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahipleri herhangi bir işleme gerek kalmaksızın bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç yıl içinde Sosyal Sigortalar Kurumu’na devredilerek 506 sayılı Kanun kapsamına alınacağı, devir tarihi itibarıyla sandık iştirakçileri 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılacağı belirtilmiştir.
KAYNAK AKTARILAMAYACAK
15 Aralık 2006 tarihli resmi Gazete’de yayınlanan 2006/11345 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20’nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları,sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile iş kazası ve meslek hastalığı, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasından gelir ve aylık bağlanmış olanlar ile bunların hak sahiplerinin Sosyal Sigortalar Kurumu’na (Sosyal Güvenlik Kurumu) devir işlemlerine ve bu konudaki ilgili hükümlerin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Bankalar Kanunu’na göre, bankalarca münhasıran çalışanlarına ait olmak üzere sağlık ve sosyal yardım,emeklilik, ihtiyat ve tasarruf sağlama amaçlarıyla kurulan sandık ve vakıflara açıklarının kapatılması için kaynak aktarılamayacaktır.
Biz bankacılıkla ilgili bir kurumuz. Bankacılığın sağlığı ile ilgili çok yakından ilişkili bir kurumuz. O anlamda kamu bankaları, özel bankalar fark etmiyor. Ama şu anda halen üç tane kamu bankası var. Bunlar banka sisteminin toplam aktiflerinin % 30 dolayında bir pay aktifini işgal ediyorlar. Bunun yaklaşık yarısı ve yarısından biraz fazlası tek başına Ziraat Bankasına ait, ben burada tabi ki bankanın özelleştirilmesi ile ilgili yetkili bir otorite olmadığım için bu konuda bilgi veremeyeceğim. Ama sadece bankacılıkla ilişikli bir kuruluş olarak o konuda neler dediğimiz gibi ne fırsatlar vardır. Onunla ilgili bir şey söyleyebilirim.
Bir defa biz 2004 yılında TMSF yönetimine geldiğimiz zaman altı tane banka Fon'a geçmişti ve Fon bünyesinde bulunuyordu. Bunların bir kısmının hisseleri, bir kısmının hem yönetimi hem hisseleri bizde idi. Bu altı bankanın iki tanesi çok önemli bankalardı. Sektör için gerçekten önemli birikimleri olan tarihleri ve hikayeleri olan bankalardır. Ve bunlardan bildiğiniz gibi Pamukbank ki, o tarihlerde çok büyük nakit açıkları olduğu için daha fazla finanse etmekten çekindiğimiz için biz buna Halk Bankası ile birleştirme projesini çok agresif bir şekilde harekete geçirdik. Ve iyi bir şey yaptığımızı sanıyorum.
Halk Bankası bir kamu Bankası, Pamukbank bir özel banka ve IT teknolojilerinden ve bireysel Bankacılıkta önemli birikimi olan bir Banka olarak Halk Bankası'na önemli bir değer kattı ve Halk Bankası'nın da bu değerden yararlandığını biliyoruz. Diyoruz ki, bu da özelleştirme sürecinde Halk Bankası'na önemli bir katkı yapacaktır. İnanıyorum. Yapı Kredi Bankası Bankacılık sektörü için önemli bir Banka idi. Orada da biz hissedar idik. Çoğunluk hissesi bizde idi. Orada da çok başarılı bir operasyonla Bankacılık sektörü için gerçekten çok iyi bir iş yapıldı. Ve bugün sektörün en büyük ve en verimli, başarılı olabilecek Bankalarından birisi yaratıldı.
Ve İmar Bankası ile Türk Ticaret Bankası vardı. Türk Ticaret Bankası zaten tasfiye halinde ve açıkçası Türk Ticaret Bankası da Türkiye Bankacılık tarihinde sembolik anlamı olan bir Banka, şu anda tasfiyenin artı bir değeri var. Şu anda düşünüyoruz. Burada bir tartışma oluşturmak için bunu söylüyorum, ilk defa. Türk Ticaret Bankasını acaba bu artı değerle Bankacılık sistemine döndürebilir miyiz. Burada Sayın Bakanıma (Kemal UNAKITAN) tartışmak üzere bir iletelim.
Sunucu ; Ahmet ERTÜRK' e "sizin bu konudaki görüşünüz nedir " diye sordu
TMSF Başkanı Sayın Ahmet ERTÜRK' ün soruya verdiği yanıt
Ben açıkçası söyleyeyim. Sembolik bir değeri var Türk Ticaret Bankası'nın. Maalesef kamu özel sektör ortak yönetimindeki başarısızlıklar önce özel sektördeki başarısızlık arkasından kamuya geçti. O, başarısızlığı daha da katmerleştirerek sürdürdü. Sonuçta tasfiye edilmek durumunda kaldı. Bu süreç sonucu bugün tasfiye'de artı değer çıktı. Bu artı değer bize o cesareti veriyor. Tabi Bankacılık otoritesinin politikasına bağlı ama ben burada işin bir tarafı olarak Türk Ticaret Bankasının ve bu Bankacılıktaki özelleştirme tecrübesindeki umut verici gelişmeleri de dikkate alırsak bu bankanın bir sembolik anlamı var. İki anlamda sembolik, bu bankanın biliyorsunuz. Bir hükümetin devrilmesine yol açtı. Bu banka, yani bir sembolik anlamı vardı. Geçmiş yönetimleri sembolize ediyordu. Bu gün belki tersine sembolize etmek üzere bunu tekrar Bankacılık sektörüne döndürmeyi düşünebiliriz. Açıkçası ben o konuda biraz olumlu düşünüyorum. Ama bu dediğim gibi tamamen Bankacılık otoritesinin nihai kararıdır yaşatıp daha sonra satmak. Çünkü biz şimdi söylediğim gibi biz gerçekten satmakta hatta çok hızlıyız. Sayın Gültekin tecrübelerini anlattı. Ben Telsim satışı için daha doğru biz batık Bankalardan varlıklarını devraldığımızda bildiğiniz gibi basında kamu oyunda çoğu zaman eleştirildik, dendi ki , yani Devletin sırtına toplumun sırtına yeni batak şirketlerimi bela ediyorsunuz, dendi, Bu doğru ve haklı bir endişe idi gerçekten, ama biz iki yıl içinde bu batık şirketleri devletin başına yeni KİT ler'mi yaratıyor denen şirketlerin hepsi gitti ve çok iyi değerlerle gitti.
Ama nasıl yaptık. Telsim de bize gelen yabancı yatırımcılarla Sayın Bakanım'da bahsetti. Biz toplantılar yaparız. Onlara bilgiler veririz. Onların sorularına cevaplar veririz. Bana ne zaman bu süreç tahminen biter dendiğinde, ben 6 ay demiştim. Bu altı ay tabi ki, 1 nokta 6 ay demek lazımdı. Ama tabi karşı taraf tabi ki Türkiye'yi biraz biliyorlar. 6 ay da böyle bir problemli varlığın satımı olamayacağını, ama ben onu özellikle hem kendi arkadaşlarıma hem kamuoyuna hem topluma biz burayı mutlaka ve mutlaka en hızlı şekilde ve en kısa sürede satmak zorundayız mesajını vermek için yani yeni krallıklar yaratmamak .
Sunucu : Maliye Bakan Sayın Kemal UNAKITAN' a
"Türk Ticaret Bankası ilgili olarak TMSF Başkanı Sayın Ahmet ERTÜRK' ün önerisi sıcak bakılacak öneri mi " diye sordu
Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN' ın soruya verdiği yanıt
Biraz önceki konuşmamda yapısal reformlardan bahsettik. Bu reformlardan bir tanesi de bizim Bankacılık reformudur. Bankacılık şimdi Türkiye'de eskisi gibi değil, İsteyen istediği gibi Banka satın alsın Banka kursun şöyle yapsın. Şimdi bura da, bir otorite kabul ettik. Yani Banka Düzenlenme Denetleme Kurulu diye BDDK. diyoruz kısaca, şimdi kurallar koyma, tatbik etme, denetleme tamamen bu kurula ait, ve bu kurul'da bağımsız bir kuruluş.Bir Bankayı bırakın yeniden kurmayı, işletmeyi, birisi bir Banka alıyor, onun onayı olmadan da şeye geçmiyor, yani realize edilmiyor. Dolayısıyla Ahmet Bey'in bu teklifi güzel bir teklif yani ekonomiye bir şeyler kazandıracak bir tekliftir. Türkiye'nin de değeri arttı bu sıralarda.
Ekonomist Dergisi'ne YENİ PROJELER başlığı altında verdiği demeçte TÜRKBANK YENİ DÖNEMİN SEMBÖLÜ OLACAK içeriği altında
"Biz şu anda Türk Ticaret Bankası'nı ( TÜRKBANK) yeniden hayata döndürme projesi üzerinde çalışıyoruz. Yeniden canlandırmak mümkün olabilir mi? diye bakıyoruz. Arkadaşlarımız, BDDK ile çalışma yaptılar. Tasfiye sonunda artı bir değerle kapanacağı belli olan Türkbank, bankacılık sektörünün sembol bankalarından biri. Zincirleme bazı hatalar nedeniyle bugünkü duruma düştü. Bizim için simgesel bir anlamı da var. Karanlık bir dönemi kapatıp, yeni bir dönemi açmanın sembolü olarak görüyoruz." demiştir. 24/01/2007
TMSF Başkanı Sayın AHMET ERTÜRK ' ün konuşması 
